YORUMLARINIZ BENİM İÇİN ÖNEMLİ, YORUM BIRAKMAYI UNUTMAYIN...

25 Ekim 2011

BEBEK ELBİSESİ VE HIRKASINDA SON DURUM

Öncelikle çok zor günler geçirdiğimiz bu günlerde, hepimizin bir imtihandan geçtiğimizi unutmamamız , herkesin konuşurken , birilerini suçlarken dikkat etmesi gerekiyor diye düşünüyorum. Şehit haberleri herkes gibi beni de çok üzdü, bu kadar genç insanı kaybetmek içler acısı bir durum ve ne yazık ki sorunun çözümüne katkısı da olmuyor. işte böyle olunca sadece "vatan sağolsun" demek asılı kalıyor havada. Umarım bu sorun iki kardeş halk birbirine düşman olmadan birliktelikle çözümlenir. Van'daki depremin bu olayın hemen arkasından gelmesi sanki bir şeyler anlatıyor bize, bu dünyanın geçici olduğunu bu kısa hayatın düşmanlıkla, kan dökmekle geçirilmemesi gerektiğini...Aslında yazacak, konuşacak çok şey var. ama işin özü şu ki herkes van'daki kardeşlerimize yardım etmeyi istediği gibi isterse doğudaki büyük sorunun çözülmesini işte o zaman bizi aydınlık günler bekleyecek.... Bu aralar blogumu da çok ihmal ettim. Okul tahminimden daha çok vaktimi alıyor, okumam gereken bir sürü kitap, seyretmem gereken yığınla film var. Ama şikayet etmiyorum bir sürü yeni şey öğreniyorum, iştahla okuyorum kitapları ve dersleri 17 yaşımda dinlediğimden daha can kulağıyla dinliyorum. Her şey de bir hayır vardır buna bütün kalbimle inanıyorum. Tabi durum böyle olunca ilk terk edilen şey hobiler oluyor :) dikiş dikmek için çok az zaman bulabiliyorum. Geçen hafta teyzemin bebeği için aldığımız ipten annem bir hırka ördü ben de biraz önce bir jile biçtim. Durum fotoğraftaki gibi, inşallah yarın bitirmeye çalışacağım, bitirince burada paylaşırım inşallah.

14 Ekim 2011

MİNİK BEBEĞİMİZE HIRKA VE ELBİSE

Teyzemin yeni doğan bebeği Ravza hanımefendi için annemin öreceği koyu yeşil hırkalık ip ve benim dikmeyi düşündüğüm elbise/jile için aldığımız fitilli kadife kumaş. Bakalım nasıl olacak :)

7 Ekim 2011

SONBAHARDA TİRİL TİRİL ELBİSE :) OKULA GİDERKEN NE GİYDİM

sonbaharın ilk ayı bitti, ikincisinin de yarısına geldik neredeyse ama hala yazdan kalma günler yaşıyoruz. Ben de hazır havalar iyi giderken yaz başında cumartesi pazarından aldığım bu kumaşı biçmeye karar verdim. Çok basit bir elbise biçtim.üstü kolsuz düz altına da sanırım kırma pile deniyor, o şekilde yaptım . biraz bol yaptım böylece kapama aksesuarına gerek kalmadı
bu elbisenin bitmemiş hali, daha sonra yakasına ve kol ağzına(kolsuz kıyafetlerde de böyle mi denir bilmiyorum) kendi kumaşından verev biye geçirdim
sonra burada diktiğim deri kemerle birlikte kullandım ve hemen ertesi gün okula giderken giydim :)

4 Ekim 2011

12.İSTANBUL BİENALİ

Sanatla dolu bir pazar geçirdik, senelerdir istanbul'da olmama rağmen bir türlü nasip olmamıştı bienale gitmek. o kadar etkilendim ki harika fotoğraflar(aynı zamanda çok vuruculardı) kısa filmler, değişik çalışmalar, hatta batı şeriada yıkılmış evlerin enkazından çıkarılan eşyalar. çok çok etkileyici işler vardı mutlaka gitmenizi tavsiye ediyorum. kendi sitelerinde şöyle anlatılıyorlar bienali: İsimsiz (12. İstanbul Bienali), 2011
12. İstanbul Bienali sanatla politika arasındaki zengin ilişkiyi araştırıyor ve hem biçimsel bakımdan yenilikçi, hem de siyasi anlamda sözünü esirgemeyen yapıtlara odaklanıyor. 12. İstanbul Bienali, Küba asıllı Amerikalı sanatçı Felix Gonzales-Torres’in (1957-1996) yapıtlarını çıkış noktası olarak alıyor. Gonzalez-Torres’in çalışmaları bir yandan kişiselle siyasi arasındaki alanı kat ederken bir yandan da sanatsal üretimin biçimsel yönlerine önem veriyor; günlük yaşam temalarına, üst modernizm, minimalizm ve kavramsalcılıktan atıflarda bulunuyor. Bienal beş karma sergi ve 50’den fazla kişisel sunumdan oluşuyor ve tüm bu sergiler bir mekanın iki farklı binasında, Antrepo 3 ve 5’te yer alıyor. Tema başlıkları, İsimsiz (Soyutlama), “İsimsiz” (Ross), “İsimsiz” (Pasaport), İsimsiz (Tarih) ve “İsimsiz” (Ateşli Silahla Ölüm) Gonzales-Torres’in farklı yapıtlarına gönderme yapıyor. El Kitabı’nda yeniden üretilen bu çalışmalar bir yandan Bienal’in tematik dayanak noktalarını oluşturuyor. Karma sergilerin her biri birçok çalışmayı tek bir odada bir araya getiriyor ve bu sergiler kişisel sunumlardan gri duvarlar aracılığıyla ayrılıyor. Kişisel sunumlar, karma sergilerden birinin ya da daha çoğunun konularıyla bağlantılı ve konuyu belirgin biçimde daha ileri taşıyor. Ziyaretçiler sunulan sanat eserleri karşısında sadece sessiz birer alıcıdan ziyade aktif okuyucular olmaya teşvik ediliyor. Neticede, Gonzales-Torres’ten alıntı yapmak gerekirse: 12. İstanbul Bienali, isimsiz, çünkü anlam daima zaman ve mekan içinde değişime uğruyor. Bu dünyayı gerçekten daha iyi bir yer haline getirmek isteyen ve sanatı değişimin katalizörü olarak gören Felix Gonzales-Torres’in ruhuna uygun olarak, hepinizi 12. İstanbul Bienali’ni keşfetmeye davet ediyoruz. Jens Hoffmann & Adriano Pedrosa ve benim etkilendiğim işlerden birkaç kare
askıya alınmış zaman 2006

1 Ekim 2011

SON 10 GÜNÜN ÖZETİ

okul

okul, sdemirsoy tarafından mosaic jewelry ile yaratıldı
Çok ihmal ettim blogumu. Hepimiz okula alışmaya çalışıyoruz. Daha önceki postta Yusuf'un alışma süreciyle ilgili bir şeyler yazarım demiştim o da olmadı :( Yusuf ilk başta biraz üzüldü, 5 saat okulda kalmak ona fazla geldi. beni özledi evi özledi ama bir haftanın sonunda bundan kaçış olmayacağını zevk alırsa daha kolay alışacağını anladı sanırım. Hatta bugün arkadaşlarını özlediğini bile söyledi. Sanırım evin küçük çocuklarının başına geliyor böyle şeyler, daha mı az sorumluluk veriyoruz, kendi başlarının çaresine bakmaları için rahat bırakmıyor muyuz bilemiyorum...yani bu alışma sürecinin uzamasında biraz da olsa katkım vardır herhalde :( Furkan da bu sene 4.sınıfta, o da bir sürü yeni dersle karşılaştı ama onun alışması hepimizden daha kolay oluyor çok şükür. ve ben...13 sene sonra üniversitenin amfilerinde derse girmek, not tutmak, not bulmak harıl harıl kitap aramak ve öğle yemeklerinde fast foodla karnımı doyurmaya alışmaya çalışıyorum. Dersler bana 18 yaşımdaki halimden daha güzel geliyor.Gelecek kaygısı olmadan bir dersi dinlemek sadece onu öğrenmek için; işte bu kısmı çok güzel. nasip olursa 2 sene sonra burada mezuniyetimle ilgili de bir şeyler yazarım. yani şimdilik her şey yolunda kasımdaki vizelere kadar da yolunda olacak gibi. ama vize dönemi nasıl olurum bilmiyorum. tabi dikiş işleri de sekteye uğradı, ama elimdeki kumaşlardan yukarıdakiler gibi kombinler yapmayı planlıyorum. ilk işim bir etek dikmek olacak hatta salıya kadar dikmeyi düşünüyorum. eğer dikebilirsem paylaşırım. bundan sonra okula giderken giydiklerimi de paylaşmayı düşünüyorum bir görelim bakalım 33 yaşındaki bir öğrenci okula giderken neler giyiyormuş :)) beni yorumsuz bırakmayın yorumlarınızı çok özledim
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...